Dülger Balığının Ölümü, Sait Faik Abasıyanık’ın 1954 yılında basılan “Alemdağ’da Var Bir Yılan” eserinde yer alan 17 hikâyeden biridir. Bir durum hikayesi olan Dülger Balığının Ölümü, içerisindeki fiziksel başkalaşım tasvirleriyle eserdeki diğer hikâyelerle benzerlik gösterir. Dil ve üslup özellikleriyle desteklenen başkalaşım anlatıları, eserde psikolojik veya sosyolojik tahlillerin yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Dülger Balığının Ölümü adlı eserindeki başkalaşım biçimleri, başkalaşımın sebepleri, sonuçları ve bunlara ortam oluşturan yazar tercileri ele alınacaktır.
Başkalaşım sözlükte “başka bir varlığa, niteliğe dönüşmek; değişmek, farklılık kazanmak, biçim değiştirmek, metamorfizm” olarak tanımlanır. Jale Parla’ya göre edebi metinlerde başkalaşım, bedendeki fiziksel değişikler, bedenin ve sınırlarının yok olması ve neden olduğu kimliksizleşmedir.Başkalaşım bir edebi eserde fiziksel olarak ortaya çıkabileceği gibi karakterin kimliğinde de kendini gösterebilmektedir. Bazı durumlarda ise fiziksel başkalaşımın kimliksel değişimleri de etkilediği yahut kimlik başkalaşımının fiziksel değişimleri tetiklediği söylenebilir.
Dülger Balığının Ölümü hikayesinde ilk kertede kimlik başkalaşımı vardır. Dülger balığı yırtıcı, vahşi, kendisinden çekinilen bir balık iken daha sakin, uysal bir balık olmuştu:
“Keser, biçer; doğrar, mahmuzlar; takar, yırtar; kopararır atar; çeker, parçalarmış. Akdeniz'in en gözü pek; insandan, hayvandan, fırtınadan, yıldırımdan, belâdan, işkenceden yılmaz korsanı, dülger balığının adından bembeyaz kesilirmiş. (…) O gün bu gündür dülger balığı, denizlerin görünüşü pek dehşetli, fakat huyu pek uysal, pek zavallı bir yaratığıdır”
Bu bağlamda başkalaşıma sebep olan unsurlar da oldukça önemlidir. Dülger balığı, ilahi bir müdahale ile- bir peygamberin müdahalesiyle- uysal bir varlık olmuştur ve kendi benliğine tamamen zıt davranışlar sergilemeye başlamıştır. Sait Faik, Hristiyan efsanelerinden başkalaşım anlatılarına arka plan olarak yararlanmış ve yakın anlamlı kelimeleri bir arada kullanarak anlatımı pekiştirmiştir:
“Keser, biçer; doğrar, mahmuzlar; takar, yırtar; kopararır atar; çeker, parçalarmış.”
Dülger balığının geçirdiği başkalaşım türlerinden birisinin de bedenin sınırlarını silikleşmesinin getirdiği kimliksizleşme olduğu söylenebilir. Başka bir deyişle nevi şahsına münhasır özelliklerini kaybeden dülger balığı, fiziksel başkalaşıma uğradığında kimliğini tamamen yitirmiştir. Dülger balığı ölüm anında anlatıcının muhayyelinde balık formundan sıyrılıp insan şeklini almıştır. Can çekişme hali içinde bulunan dülger balığının ayaklanmış ve farklı bir tür canlı formuna bürünmüş olması gerçek ve rüya arasındaki keskin çizgileri ortadan kaldırmaktadır. Eserin sonunda Dülger Balığı ilk baştaki canavar haline geri dönmüştür.
Sonuç olarak Sait Faik’in “Dülger Balığının Ölümü” isimli eseri, kimlik başkalaşımı ve fiziksel başkalaşım olmak üzere iki ayrı türde başkalaşım örnekleri içermektedir. Eserdeki başkalaşımlar, Sait Faik Abasıyanık’ın eseri kaleme aldığı esnada siroz hastalığı sebebiyle ölüm tehlikesi içinde bulunması sebebiyle ölüm gerçeğinden kaçış olarak değerlendirilebilir.
Kaynakça
-Abasıyanık, Sait Faik, Alemdağ’da Var Bir Yılan, 13. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2011.
-Parla, Jale, Türk Romanında Yazar ve Başkalaşım, İletişim Yayınları, İstanbul,2015.
-https://www.bisav.org.tr/Bulten/165/999/turk_romaninda_yazar_ve_baskalasim (Erişim Tarihi: 12.11.2020)
-https://sozluk.gov.tr/ (Erişim Tarihi: 12.11.2020)
Comments