Aylak Adam, Yusuf Atılgan’ın 1959 yılında yayımlanan eseridir. Yazarın ilk romanı olan Aylak Adam karakter yapısı, anlatım tekniği ve romandaki mekân ile zaman unsurlarının işlenişi yönüyle postmodern roman anlayışının ilk kırılmalarından kabul edilmektedir.[1] Eser, hayattaki amacı kendi deyimiyle “gülünç olmayan bir tutamaç” yani gerçek sevgiyi bulmak olan C. karakterinin hayatından bir yılı aktarır. Bu süreçte odak figürün davranışlarında obsesyon izleri görülmektedir. Bu obsesyonlar, yazarın tercih ettiği gerçeküstücülük akımının unsurları, geriye dönüşlerle aktarılan çocukluk çağı travmaları, dil ve üslup özellikleri ile desteklenmektedir. Bu makalede Aylak Adam adlı eserdeki obsesyon unsurları, bu unsurların ortaya çıkış sebepleri ve karakterin yaşantısına etkileri ele alınacaktır.
Obsesyon, sözlükte “bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük” olarak tanımlanmaktadır.[2] Obsesyonların ortaya çıkmasında bireyin çocukluk döneminde yaşadığı travmalar etkili olmaktadır. Zorlantı (kompulsiyon) ise kişinin, obsesyonlarına yanıt olarak gerçekleştirmek zorunda olduğunu hissettiği, yineleyici davranışlardır. Roman karakterlerinde gözlemlenen obsesyon unsurları, odak figürlerin zorlantılarını gerekçelendirmek için kullanılabildiği gibi onların geçmiş yaşantılarına dair okuyucuya ipuçları verebilmesi sebebiyle yazarlar tarafından tercih edilir.
Aylak Adam adlı eserde en çok göze çarpan obsesyon unsurlarından biri kulak kaşıma eylemidir. Çocukluk döneminde yaşadığı travmanın bir sonucu olan bu eylem, protagonist C.’de bacak obsesyonuna bağlı olarak ortaya çıkan bir zorlantıdır. Babasının, teyzesi Zehra ile birliktelik yaşamasına engel olmaya çalıştığı esnada babasının kulağından tutup çekmesi sonucu kulağı yırtılmış ve bu olay C.’nin gelecekteki cinsel hayatını ve kadınlara karşı yaklaşımını büyük ölçüde etkilemiştir. Bu travma sonrasında C.’nin kulak kaşıma tiki; sıkıntılı anlarında ve cinselliği düşündüğü zamanlarda gözlenir:
"Başını sola çevirdi. Yirmi adım ötesinde esmer güzel bir bacak büküle açıla uğraşıyor,topladığı kumları öbür ayağını üstüne yığıyordu. Ayak küçüldü, kayboldu. Kadının bacağı başka yapacağı kalmamış gibi bir zaman durdu. Soluğu hızlandı. Burnunun yakınındaki kumlar midye kabuğu kokuyordu. Kulağı kaşındı." (Yusuf Atılgan, Aylak Adam, 24.Baskı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2011, s.99)
C.’nin kulak kaşıma tiki, tümüyle babanın kıyıcılığını ve cinselliğini bir arada düşündüren suçluluk duygusunun yaşandığı sıkıntılı anların hatırlatıcı olduğu her aşamada tekrarlanır. Beyni, travmasını hatırlatan bir fiili gördüğü vakit reaksiyon vererek onu uyarır. Bu durumun esas sebebi, C için kadın bacağına dokunma eyleminin sonunda cezalandırılacağı çağrışımı yapmasıdır.
Aylak Adam adlı eserde özellikle gözler söz konusu olduğunda yinelenen mavi imgeler, temelini C.’nin çocukluk anılarından alan bir obsesyon unsurudur. “Protagonist C., eserin başından sonuna dek, bir arayışın içindedir. Bu arayış, kökeni, yukarıda temellendirilmeye çalışılan olumsuz çocukluk yaşantılarına dayanmak kaydıyla, yitirilmiş ideal aşkı temsil eden bir “kadın yüzü”dür.”[3] Bu; yapmacıksız, süssüz, dudak boyasız, parfümsüz, cinselliğini teşhir etmeyen idealleştirilmiş ve yaşamındaki ilk kadın demek olan annesinin yerine geçen Zehra teyzesinin aktarımlarıyla sürekli bilinçaltına işlenmiş anne yüzüdür ve mavi göz imgesiyle bütünleşmiştir:
Annemi bilmiyorum. Ben bir yaşındayken ölmüş. Belki de teyzem, onun güzel, mavi gözlerinden bahsettiği için, bu gözleri gördüğümü sanıyorum. Mavi gözlerden hep hoşlandım. (Atılgan, s.122)
Mavi; Ayşe'nin deniz kenarında çizdiği resimlerde temel renktir. Ayrıca, eserin son bölümünde, C. daha önce Güler’in yanında gördüğü, mavi yağmurluklu bir kızın peşinden koşar. Romanın zeminini bir motif gibi güçlü bir şekilde bezeyen mavi renkli imgeler, C.’nin Zehra teyze örneğinde aradığı “saf, temiz, koyu mavi gözlü, düzgün bacaklı ve şefkatli” kadın arayışını okuyucuya aktarmak için yazar tarafından tercih edilmiştir.
Sonuç olarak Yusuf Atılgan, Aylak Adam isimli eserinde odak figürün davranışlarını gerekçelendirmek için yer yer obsesyon unsurlarından yararlanmıştır. Kulak kaşıma tikinin sebebi olarak bacak obsesyonu gösterilebilirken birlikte olduğu kadınlar için belirleyici olan etken mavi göz obsesyonudur. Atılgan, protagonist C.’nin cinsel eğilimleri gibi kişisel özelliklerinin oluşumunu karakterin çocukluğu ile ilişkilendirerek okuyucuya travmaların obsesyon oluşumuna etkisini gözlemleme imkânı sunmuştur.
KAYNAKÇA
Atılgan, Y. Aylak Adam. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2013. 36. baskı.
Uğurlu, S, B. “Yusuf Atılgan’da Baba İmgesi: Psikanalitik Bir Yaklaşım”. 2008.
Gürbilek N, Yer Değiştiren Gölge, Metis Yayınları, 1995
[1] Mustafa Karabulut, Yusuf Atılgan’ın ‘Aylak Adam’ Romanında Anlatım Teknikleri, International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish, Volume 7/1 Winter 2012 [2] https://sozluk.gov.tr/
[3] Nurdan Gürbilek, Yer Değiştiren Gölge, Metis Yayınları, 1995, 42-67
Comments